Nadir Bir Element Helyum
Ali Kılıç
Helyum denilince, belki de çoğu insanın aklına çocukların neşe kaynağı olan uçan balonlar gelir, ancak bu hafif gazın ciddi yönleri de mevcuttur. Helyum, kriyojeniksten (canlıları dondurarak saklama) kaynak işlemlerine kadar birçok bilimsel ve teknolojik uygulamada kullanılır.

Helyum, dünyadaki en mahdut elementlerden birisidir. Sadece ABD ve Kanada’daki, az sayıda doğal gaz kuyusunda, kullanıma uygun konsantrasyonlarda bulunur. Ancak Amerikan Kongresi ve şu anki hükümet, bu gazın israf edilircesine kullanılmasına göz yummaktadır. Amerika’daki bilimsel araştırma merkezlerinden bir kısmı, ekonomik ve teknolojik açıdan dar görüşlülük arz eden bu politikayı eleştirmektedir. Pittsburg Üniversitesi’nden Edward Gerjuoy ise, meselenin ahlaki boyuluna dikkat çekerek, ‘Gelecek nesiller için çok kıymetli bir maddenin, bugünkü nesiller tarafından israf edilmesi çok yanlış bir girişimdir” demektedir. Helyum, yeryüzünün iç katmanlarında yer alan radyoaktif elementler tarafından neşredilen alfa parçacıklarından yaratılır. Bu parçacıklar, hetyum atomlarının çekirdeklerini oluştururlar. İnsanların ihtiyaçlarına karşılık, İlahi bir kader programıyla kendilerine ihsan edilen nimetlerden biri olan helyum, milyonlarca yıl süren bir serüvenden sonra yeraltı rezervuarlarında toplanmıştır. Eğer böyle bir İlahi takdirle helyum atomları, bu tür “depo”larda toplanmasaydı, bu gazdan istifade etmemiz de mümkün olmayacaktı.

Her yıl belli şirketler, yaklaşık 10 milyon metreküp helyum çıkarmaktadır. Doğal gaz yandığında hemen hemen aynı miktarda helyum atmosfere karışmaktadır. Bu gaz kullanıldıktan sonra havadan tekrar alınması için çok büyük enerji ve sermaye gereklidir.

1960’lı yıllarda helyumun stratejik öneminin farkına varan ABD hükümeti, Texas Amarillo yakınlarındaki Cliffside gaz sahasında, bir rezerv deposu yapılmasını kararlaştırdı. Ancak daha sonra Kongre, depolanan bütün helyumun satılması için çalışma başlattı.

Colorado Üniversitesi’nde fizikçi olarak görev yapan Gordon Dunn, helyuma yapılan bu “saldırı”nın, onun kıymetini bilmemekten kaynaklandığını belirtmektedir. Bu gazın yaklaşık dörtte biri sıvılaştırılarak tıp, fizik ve astronomi ile ilgili, çok düşük sıcaklıklar gerektiren deneylerde kullanılır. Başka hiçbir element, sıvı helyumun sahip olduğu bu düşük sıcaklık derecesine ulaşamaz. Çoğu süper iletken de ancak böyle bir derecede fonksiyon gösterebilmektedir. Balonlarda, kaynak işlemlerinde ve çok saf üretim tekniklerinde de helyumdan istifade edilir.

Şu anda helyum talebi, senede % 10 nisbetinde artmaktadır. 2015 yılından önce mevcut helyumun çoğunun tükeneceği tahmin edilmektedir. Bu gaza alternatif madde veya tekniklerin keşfedilebileceği ihtimaline rağmen, mevcut imkanların insanlık yararına optimum şekilde değerlendirilmesi her zamanki dileğimizdir.